Disleksi Nedir?
Mart 8, 2023Normal veya üstün zekâ seviyesine sahip olan ve genel olarak ruhsal ya da fiziksel anlamda herhangi bir bozukluğu olmayan bireylerin; okuma, konuşma, düşünce, yazma ve aritmetik becerilerinde zorluklar yaşamasına neden olan özel okuma güçlüğüne “disleksi” adı verilir. Disleksi zekâ ile ilgili bir problem değildir. Nörobiyolojik bir durum olarak ortaya çıkan disleksi, genellikle doğuştandır. Ayrıca okul çağındaki çocuklarda sıklıkla görülebilmektedir.
Okula başlama süresine kadar çocuklarda herhangi bir belirti gözlemlenmeyebilir. Disleksi genellikle çocuğun okula başlaması ile birlikte, yani çocuk okuma deneyimi ile karşılaştığında fark edilmektedir. Anasınıfı ve kreş gibi dönemlerde görsel ve işitsel alanda son derece başarılı olan çocuklar, ilkokula başladıklarında okuma ve yazma konusunda geri kalabilir ya da bu becerileri diğerlerinden farklı bir şekilde meydana getiriyor olabilirler. Okullarda özellikle okuma ve yazma becerileri söz konusu olduğunda sınıf öğretmeninin ebeveynleri uyarması ve bunun tespiti için uzmanlardan destek alınması son derece kritiktir. Disleksi erken dönemlerde görülmeye başlasa da müdahaleye daha küçük yaşlardan itibaren başlandığı sürece çocukta okuma anlamında gelişim görmek ve bu problemin çözülmesi mümkündür.
Disleksi Nedir?
Disleksi için literatürde bir çok tanım yapılmıştır. İlk olarak İngiliz doktor W.P Morgen tarafından tanımlanmıştır. Morgen’a göre disleksi “doğuştan kelime körlüğü” olarak tanımlanır. Dünya çapında pek çok insanda görülen disleksi, yaygın görülen durumlar arasında yer alır. Amerika, Avrupa ve ülkemizde psikoloji tarafından tanınan disleksi, yıllar içerisinde gelişen yöntemler ile başarılı bir şekilde sonuç verebilecek tedavi yöntemleri ile sonuçlandırılabilir. Uluslararası Disleksi Derneği tanısına göre, Disleksi bir hastalık ve bozukluk kategorisinde değerlendirilse de aslında beynin sol yarım küresinde bulunan iki alanı özellikle etkilediğinden yalnızca bir güçlük olarak değerlendirilebilir. Bu alanlar konuşma ve dil ile doğrudan bağlantılı olan Broca ve Wernick alanlarıdır. Bu alanlarda görülen ve bazen nöronların uyarılmaması , dentritlerin sayısındaki, uzunluğundaki ve aktivitesindeki, aksonun kalınlığındaki ve uzunluğundaki azalma gibi problemlerden kaynaklanan zorluklar, öğrenme güçlüğüne sebep olabilir. Bu açıdan bakıldığında doğru ve/veya akıcı kelimeleri tanımada zorluk ve kötü heceleme gibi durumlarla karakterizedir. Ayrıca bu zorluklar tipik olarak dilin fonolojik bileşenindeki eksiklikten de kaynaklanmaktadır. Bu eksikliğin genellikle diğer bilişsel yeteneklerle ve etkili sınıf eğitiminin sağlanması ile beklenmedik bir ilgisi vardır. İkincil sonuçları ise okuduğunu anlama problemi ve kelime dağarcığı ile geçmiş bilgilerin artmasını engelleyecek kadar azalan okuma deneyimidir. Kimi zaman çocuklar gördükleri kelimeler ile sesleri eşleyemeyebilirler, kelimeler ile cümle arasındaki bağlantıyı kuramayabilirler, cümleleri bir araya getirip anlamlı bir metin oluşturamayabilirler ve bu açıdan kavrama konusunda da güçlük yaşayabilirler. Metnin ana fikrini bulmak, metnin içerisindeki önemli bir detayı anlamak konusunda ciddi olarak zorlanabilir. Ancak bu durum bir eksiklik ya da bozukluk değil, yalnızca kolaylıkla düzeltilebilecek bir kavrayış farklılığıdır. Eğitim sürecinde her öğrencinin aynı bilgileri aynı şekilde alması beklenir. Buna göre verilen eğitimler bir standart üzerinden değerlendirilerek tüm çocukların ortak kümülatif bir bilgiyi benimsemesi ve buna uygun ortak bir dil ile ifadesi gerekir. Disleksiye sahip çocuklar bu tanıma uymakta zorlanırlar ve onların kelimeleri ve sesleri algılayış biçimi, genel eğitim standartlarının dışında kalabilir. Bu durumda çocuklarının disleksiye sahip olduğunu öğrenen ebeveynler endişe duyabilir. Ancak disleksi endişe duyulması gereken bir sorundan ziyade özellikle çocuk yaşlarda kolaylıkla yönlendirilebilen yaygın bir durumdur.
Çocuklarda Disleksi Belirtileri Nelerdir?
Disleksiye sahip çocuklar aşağıdaki belirtilerin pek çoğunu ya da birkaç tanesini gösterebilir. Disleksi kendi içerisinde farklı tür ve alt başlıklara sahip bir durum olarak karşımıza çıkar. Bu nedenle kimi çocuklarda okuma bozukluğu olarak gerçekleşen bu süreç bazı çocuklarda özellikle matematik gibi soyut işlemlerin gerçekleştirildiği alanlarda kavrayış farklılığı gibi durumlarda ortaya çıkar.
Okul Öncesi
- Birçok çocuktan daha geç konuşurlar.
- Kelimeleri telaffuz etmekte diğer çocuklardan daha çok zorlanırlar. Örneğin; “baş hekimi” yerine “has hekimi olarak sesli okuyabilirler.
- Yeni kelimeleri dağarcıklarına eklemekte yavaştırlar ve doğru kelimeyi hatırlamakta zorluk yaşarlar.
- Yaygın tekerlemeleri ya da ritmik kelimeleri söylemekte zorluk yaşarlar.
- İnce motor becerileri geliştirmeleri yavaştır. Örneğin; çocuğunuzun kalemi nasıl tutacağını, düğmeleri ve fermuarları kullanmayı, dişlerini fırçalamayı öğrenmesi aynı yaştaki diğer çocuklardan daha uzun sürebilir.
- Kelimeleri seslerine ayırmakta ve kelime oluşturmak için sesleri birleştirmekte zorluk yaşarlar
Anaokulundan 4. Sınıfa Kadar
- Diğer kelimelerle çevrili olmayan tek kelimeleri okumakt zorluk yaşarlar
- Harfler ve sesler arasındaki bağlantıyı öğrenmekte yavaştırlar.
- “Su” ve “Şu” gibi veya “Kız” ve “Kaz” gibi kısa kelimeleri karıştırırlar.
- Aşağıdakiler de dahil olmak üzere, sürekli bir şekilde, okuma ve imla hataları yaparlar.
- “D” ve “B” gibi harfleri karıştırma, tersten okuma
- “Kış” ve “şık” gibi kelimeleri karıştırma, tersten okuma
- “N” ve “U” veya “P” ve “B” gibi harfleri tersine çevirme
- “Kalp” ve “Plak” gibi harflerin yerini değiştirme
- “Araç” ve “Araba” gibi kelimeleri yerine kullanma
5 ila 8. Sınıf Arası
- Beklenenden daha düşük bir seviyede okurlar.
- Harflerin sırasını karıştırırlar
- Ekleri, ön ekleri, koktes kelimeleri, diğer okuma ve heceleme stratejilerini anlamakta ve öğrenmekte yavaştırlar.
- Hecelemede zorluk yaşarlar. Aynı kelimeyi aynı sayfada bile farklı şekilde heceleyebilirler, telaffuz edebilirler.
- Sesli okumaktan kaçınırlar.
- Matematikte kelimeli problemlerde sorun yaşarlar.
- Zorlukla yazarlar veya el yazıları okunaksızdır. Kalemleri garip, yumruk şeklinde ya da sıkı tutarlar.
- Yazmaktan kaçınırlar.
- Gerçekleri hatırlamakta yavaş ya da kötüdürler.
Çocuklarda Disleksi Tedavisi Nasıl Yapılır?
Disleksiye sahip çocuklar okuma, yazma ya da aritmetik gibi farklı alanlarda sorun yaşıyor olsalar da disleksinin tedavisi mümkündür. Doğru bir analiz ile birlikte disleksi tespiti gerçekleştirilirse, disleksi yaşayan kişinin yaşadığı problem alanları ortaya çıkarılmış olur. Bu doğrultuda kişiye uygun seans ve müdahale planı hazırlanabilir. Müdahaleler gerçekleştirildikçe ve birey de düzenli olarak sürece devam ettiği sürece gelişim görülmesi mümkündür.
Disleksi, dünyada sıklıkla görülen bir güçlüktür. Bu nedenle yıllar içerisinde başarılı bir şekilde tedavi yöntemleri geliştirilebilmiş ve disleksiye sahip çocukların iyileşmesi için özel teknikler bulunarak bu çocukların başarılı ve sağlıklı bir şekilde hayata kazandırılmaları sağlanmıştır. Disleksi çocuk yaşta tedavi edilmediğinde yetişkinlik döneminde azalarak belirti gösterebilir ya da kişilerin hayatına büyük bir şekilde etki edebilecek problemlere yol açabilir. Bu nedenle çocuklarda disleksi teşhisi konulduğunda ebeveynlerin bu durumu kesinlikle ciddiye almalıdır.
Kimi zaman çocukların öğretmenleri, okuldaki yoğunluktan ya da farklı sebeplerden kaynaklı olarak bu tarz sorunları fark etmeyebilir. Bununla birlikte öğretmen, disleksi konusunda yeterli bilgiye sahip de olmayabilir. Bilinçli ebeveynler olarak çocuğunuzun yaptığı ödevlerde veya özellikle çocuğunuz sesli okuma yaparken çocuğunuzda disleksi şüphesi olabileceğini kendiniz de fark edebilirsiniz. Görüldüğü gibi temel özellikleri bilindiği sürece disleksi son derece kolay bir şekilde anlaşılabilen ve ebeveynlerin de desteği ile kısa süre içerisinde kolaylıkla tedavi edilebilen bir durumdur. Eğer çocuğunuzda disleksi gibi bir problem olduğunu düşünüyorsanız vakit kaybetmeden bir uzmana danışarak çocuğunuz için en doğru tercihi yapabilir ve çocuğunuzun kolay bir şekilde süreci atlatabilmesine destek olabilirsiniz.